Bütün çiçekler sana aşıkken, sen
sadece papatyayı koklamak istersin!
Halbuki papatya güçsüzdür, güze dayanamaz. Papatya soğukta üşür, nefes bile alamaz. Kelebeğin bir kaç günlük yüreğini taşıyabilir misin, güneşe aşık çiçek! Kanatlarındaki en belirsiz rengi seçebilir misin mesela? En sevdiği renk, beyaz ve sarı olan küçük kelebek; sana doğru uçarken başkasının kulağını süsleyebilir misin?
Kelebek, hava kararmaya başladığında papatyanın üzerine kondu ve oradan bir daha hiç ayrılmadı. Bu beraberlik; papatyaya hiç solmayacağı hissini veriyor, kelebeğin renkleri karanlıkta ona ışık tutuyordu. Karanlığı sevmediler ikisi de. O günün son günleri olduğunu düşünmek istemedi kelebek. Gece hava nemlendi, papatyanın temiz kokusu daha da belirginleşti. Küçük kelebek, bu masum kokuyu derin derin içine çekti ve gözlerini yumdu. Papatya suskundu, tüm gece kabul etmek istemedi bu ayrılığı. Başka topraklarda yeniden açmak ona göre değildi. Alışmıştı küçük kelebeğe, gözlerinin ne kadar güzel olduğunu düşündü ve kalmasını diledi.
Bir anda sert bir rüzgar esti
ve yere yattı gövdesi, papatya bir kaç yaprağını kaybetti. Güneş
doğduğunda toparlandı yeniden. Etrafa bakındı, küçük kelebek orada yoktu.
Papatya da eskisi kadar güzel görünmüyordu. Kimsenin onu koparmasını
istemiyordu. Geri geleceğini uzun bir zaman hayal etti ama kelebek hiç dönmedi.
Papatya birer birer döktü yapraklarını. Son yaprağı düşene kadar bekleyecekti
küçük kelebeğini. Onsuz yok olmak istemiyordu. Derken ona doğru uçan bir
kelebek gördü gökyüzünde. Kalbi yerinden çıkacak gibi hissetti ve umutla
doğruldu ama gelen onun kelebeği değildi. Başka bir kelebeğin onu koklamasına
dayanamazdı. Kelebek üstüne konduğu gibi yıkıldı gövdesi.
Küçük kelebek dönmedi belki
ama papatya hep onu sevdi.
aramıza hoşgeldin diyecektim ama sen bir süredir buralardaymışsın zaten.. buralar güzeldir ;) görüşmek üzere..:D
YanıtlaSilevet yavas yavas paylasmaya basladim :)
YanıtlaSil