9 Aralık 2011 Cuma

Bazen olsun istersin, olmaz...

                
Kayboluş:

     Yıllar önce tanıştım bu duyguyla. O zamanlar dünyaya daha güzel baktığım için umut doluydum. Liseye başlayacağım dönemler haylazlık yapıp iyi bir okulu kazanamayınca, ailem kötü çevreden uzak tutmak için beni koleje göndermeye karar verdi. İşte hayatımın bir anda değişmesi tam da bu zamana denk geliyor.

     İlk görüşte aşk kavramı; çoğu kişi ve toplum tarafından sorgulanıp kimi görüşler inanıp, kimileri inanmasa da lisenin ilk günü fena halde çarpılmıştım. Ama halimi bir görseniz çocuk bırakın beni fark etmeyi, asla dönüp de bakacağı  türden kızlardan biri olamazdım.

     Popüler; yakışıklı çocuk ve sıradan kız ben!
O an'a kadar erkeklerin arasında futbol ve Counter Strike oynayarak yetişmiş, kız demeye bin şahit isteyen ben,başlarda boyumdan büyük bir sevdaya adım attığımın pek de farkında değildim. Kezban tabiri üzerime cuk diye oturuyordu ve o bakımsız halimle bu oyunda ben de varım demeye devam ediyordum . 

     Okula ilk  başladığım gün resmen kültürel şok yaşamıştım. Diğer kızlara gelince; fönlü saçları, ince kaşları, bir karış etekleri ve tabi ki cilveli gözleri ile onlarla yarışmamın imkanı bile yoktu. Oyunu baştan kaybetmiştim. Aşık olduğum çocuğun beni bu halimle fark etmesi  çok da uzun sürmedi. Alay eden gözlerle beni incelediğini fark ettiğimde, kendimdeki eksiği acı bir şekilde anlamıştım.

          Diğerleri gibi değildim ve sistem öyle olmamı emrediyordu. O gün değişmeye karar verdim.Bu değişim tabi ki bir anda olmadı. Önce kendim gibi olan arkadaş grubumdan sıyrıldım. Sonra eteğimin boyu normal ölçüye ulaştı. Saçlar ve kaşlarım da bakıma girdikten sonra, liseli kızların yanından ayırmadığı çilekli dudak parlatıcısını da hemen tedarik ettim.

     Sonunda,onun dikkatini şok edici bir şekilde çekmiştim.Ne kadar değişip, güzelleştiğimden bahsetmesi beni mutluluktan uçuruyordu ama çok büyük bir eksiği tamamlamayı unutmuştum! "Sahte sözler ve cilveli gözler" Nitekim yakın arkadaş olduk. Sonra dostum dedi ve en kötüsü KARDEŞİM demeye, başladığı aşamaydı.Aşık olduğum çocuk önümde başkalarıyla çıkıyor ve daha da kötüsü beni kardeşi gibi görüyordu. Dışarıdan gören çoğu kişinin bize farklı gözle bakması bir ara yine umutlanmama neden olsa da bu umutlar seneler içinde birer birer yok oldu. 

     Onu ilk gördüğümde, beraber olacağımızdan o kadar emindim ki yokluğunu kabullenmem tam 6 senemi aldı. Sarı hareler içindeki yeşil gözleri kimse gibi bakmıyor, kimse ona benzemezken, doğada ki her şey onunla bütünleşiyordu. 

Yağan yağmur Oydu! 
Mis kokan deniz Oydu! 
Keşfedilmemiş orman Oydu! 
Az konuşur,derin bakardı. 
Bana baktığı vakit, Onu kendimle bile paylaşamazdım.

     Ne kadar korkarsam korkayım, karşılaşmak istemediğim günler gelecek ve bir gün birbirimizden kopacaktık. Beni aramadığı günler mideme saplanan sızı, taşınacağını duyduğumda göz yaşlarımla buluştu ve günlerce sessizce aktı. Korktuğum sonunda başıma gelmişti. Ne kadar kıvranırsam kıvranayım gidişine engel olamadım. 

     Behçet Necatigil, ona bir türlü söyleyemediğim kelimeleri, yıllar önce dillendirmiş, yaşadığım çıkmazı şu şekilde anlatmıştı:

Sevgileri yarınlara bıraktınız
Çekingen, tutuk, saygılı.
Bütün yakınlarınız
Sizi yanlış tanıdı.

Bitmeyen işler yüzünden
(Siz böyle olsun istemezdiniz)
Bir bakış bile yeterken anlatmaya her şeyi
Kalbinizi dolduran duygular
Kalbinizde kaldı.

Siz geniş zamanlar umuyordunuz
Çirkindi dar vakitlerde bir sevgiyi söylemek.
Yılların telâşlarda bu kadar çabuk
Geçeceği aklınıza gelmezdi.

Gizli bahçenizde
Açan çiçekler vardı,
Gecelerde ve yalnız.
Vermeye az buldunuz
Yahut vaktiniz olmadı.

     Bir daha asla körü körüne bağlanamayacağımı, ilişkilere yeteri kadar masum bakamayacağımı fark etmem beni üzse de buna da alıştım. Zaman içinde her şey çok değişti. Güçlü olan taraf mutlu oluyor, güçsüz ise hep alttan alıyordu. Sistem böyle emrediyordu ve arayan değil aranılan olmak hoşuma gitmeye başlamıştı. Gerçekleşmeyen hayallerimi, başkalarının kanını kurutarak kutladım ve ben de artık iğrenç bir insanım! 

(duygu yoksunu genç kız)

1 yorum :