15 Temmuz 2012 Pazar

Parayı veren düdüğü çalar

Bir gün Nasreddin Hoca pazara giderken çocuklar etrafını sarmış. Hepsi birer düdük ısmarlamış ama para veren olmamış. Hoca çocukların hepsine olumlu cevap vermiş. Çocuklardan yalnız biri düdüğün parasını önden ödemiş. Hoca akşama doğru eve dönmüş. Yolunu bekleyen çocuklar hemen düdüklerini istemişler. Nasreddin Hoca, cebinden bir düdük çıkarıp kendisine para veren çocuğa uzatmış. Ötekiler bağırmaya başlamışlar: - Ya bizimkiler nerede? Hocanın cevabı kısa ve anlamlı olmuş: - Parayı veren düdüğü çalar.
Bu fıkrayı ilk duyduğumda daha küçücük bir çocuktum. o zaman da hoşuma gitmişti ama altındaki derin anlamı anlayamayacak kadar tecrübesizdim. Yıllar geçti, insanlar değişti. Nedeni, gösterişin ta kendisiydi!

Geçenlerde arabada ilerlerken kulağıma çalan şarkının sözleri takıldı. Mustafa Sandal yeni bir albüm yapmış. Yeni şarkısının adı da Organik. Şarkı hoşuma gitmese de sözleri o kadar gerçekti ki, dinlenir cinsten. Mustafa Sandalı'n da dediği gibi insanlar organik bir aşk arar oldu. Şimdi siz bana deseniz ki aşkın organiği mi olurmuş, yok işte! Elimizde patladı, kibarcası taze tükendi.


Bir akım yaratsam adını da Sahtekar Gerçekçiler koysam ön söz olarak yazacağım söz tabi ki belli. " Parayı veren düdüğü çalar. " Yaşam felsefemi tamamen bu söz üzerine oturtabilirim. Çünkü,bu durum gerçekten sinirlerimi bozuyor. Görgüsüz insanların   kendini çok görgülü sandığı ortamlardan koşarak uzaklaşmak, gerçek olan, temiz kalan, bir hava solumak istiyorum.


Dün gece cumartesi gecesi olduğundan ben de çoğu kişi gibi eğlenmeye çıktım. Yaşadığım yerde güzel müzikler yapan, arkadaşlarımla sık gittiğim bir mekan var. Ama gittiğimde anladım ki bu yalan dünyaya katlanamaz hale gelmişim. Gece çıkıp insanları biraz gözlemlediğinizde gerçekten eğlenmeye gelenler, bir de ava çıkmış olanlar, olarak iki gruba ayırabilirsiniz. Zaten eğlenmenin dışında bir amaçla gelenler, çürük diş gibi hemen kendini gösteriyorlar. O gece bizim masanın yanında da gerçekten güzel ve çekici bir çürük diş vardı. Oldukça sexy kıyafetler giymiş, süslenip püslenip gelmişti, yavrucağım. Gece boyunca kimi düşürsem diye didindi, hareketli danslar etti. Onu öyle çaresiz görünce gerçekten üzüldüm. Kolundan tutup, hadi kızım yürü evine dememek için kendimi zor tuttum. Yan masadaki kızı örnek verdim ama o sadece içlerinden biriydi. Dün, ava çıkan bir çok erkek veya kız pür dikkat görev yerlerindeydi. Kimileri başarılı oldu, kimileri boynu bükük evlerinin yolunu tuttu. 


Ben kimim ki bunları yargılıyorum neyi değiştirebilirim ki diye de içimden elbette geçiriyorum. Eğlenmeyi, gezmeyi çok seven biri olarak artık arkadaşlarımla sahilde şarkı söylemek, uzanıp yıldızları seyretmek istiyorum. Sabahlara kadar gülmek, sahte arkadaşlıklardan olabildiğince uzak kalmak istiyorum. Ne kadar kaçsam da bir şekilde uzaklaştığım yerde kendimi buluyorum.


John Locke: " İnsan beyni doğduğunda boş bir levha gibidir, deneyimlerimizle donanımlı hale geliriz. " Felsefesini çalışmalarında temel almış ve anlatmak istediğim onca şeyi tek bir cümle de özetlemiş, tarihte yer etmiş bir kişidir. Geriye dönüp baktığımda, çoğu şeyin ne kadar boş olduğunu, deneyimlerimizin hayatlarımıza nasıl yön verdiğini çok açık bir şekilde görebiliyorum.


Eskiden özenerek yaptığım çoğu şey artık beni cezbetmiyor ve bundan hiç de şikayetçi değilim. O zamanlarda da muhtemelen sevmediğim, sevdiğime inandığım uğraşlar, şimdi buruşturup attığım birer anıdan ibaret. Kendimi hiç bu kadar arınmış ve kararlı hissetmemiştim. Gülümsemeyi bilmiyorsanız, çabucak öğrenin. Çünkü hiç bir şey size onun kadar yardımcı olmayacaktır. Mutlu kalın!

3 yorum :

  1. Güzelim yürekten bağlıyam sana
    Eziyet eder mi seven sevene
    Yandırdın kalbimi aman
    Ay kaşları keman
    Bu derdime inan yar
    Sensiz yaşayabilmerem
    Ey sevgili canan
    Bu derdime inan

    Seni görmeyende fenadır halim
    İntizarda koyma gadan ben alım
    Yandırdın kalbimi aman
    Ay kaşları keman
    Bu derdime inan yar
    Sensiz yaşayabilmerem
    Ey sevgili canan
    Bu derdime inan
    evet mesela ben kıroyum :D

    YanıtlaSil
  2. yazılarımın altından eğlenmeye ne zaman son vericez=)

    YanıtlaSil