Sonbahar geldi mi yaprakları dökülmüş, ağaca benzer Foça!
Hırçın rüzgar ile birlikte, günden güne solacak ve kış boyunca da koruyacaktır sessizliğini. Hüznün ona bu kadar yakıştığını bilse,hiç konuşmak istemeyecektir belki. Kaçmak istediğiniz her an, koruyup saklayacaktır sizi. Soğuğun yüzünü bıçak gibi kestiği günlerde, içtiğiniz çay, battaniye gibi saracaktır bedenini. Mesela Hüzün ve huzur kelimelerini aynı cümle içinde kurduğuna hiç şaşırmayacak-sın. Dalgaları seyre dalmalı, balığa çıkmalı, uzun yürüyüşler yapmayı ihmal etmemelisin. Sevgilinle oynaşır gibi kış bahçende açan çiçeklerle koklaşmayı da unutmamalısın. Hakkını vermelisin aldığın nefesin, sevgilinin boynunu öperken duyduğun mutluluğu yaşayamasan da sımsıkı sarılmalısın ona !
Güneş batarken salaş balıkçılardan birini seçip, yanında rakıyı es geç-memelisin. Biraz peynir, biraz közlenmiş patlıcan, atom diye adlandırılan; kırmızı biberlerle ile hazırlanan tereyağlı mezeyi tat- alısın illaki. Fonda "Bu gece benim gecem, bu gece bizim gecemiz" şarkısı çalarken sevdiğinin gözlerine bakmalı belki de dayanamayıp onu dansa kaldırmalısın. Foça, yalnızken Foça aslında. Terk edilmişliğin mağrurluğunu taşırken, rüzgar ile dalga sesleri kıyasıya yarışırken, "Foça". Çocukların sokaklarda özgürce top koşturduğu günlerde, kıpkırmızı olmuş yanaklarıyla gülümsediği anlarda, bisiklet ile rüzgarda savrulurken güzel, Foça! Kışın sobanın üstünde kestaneni pişirirken, şöminedeki odunları demirle karıştırırken; Foça, Foça aslında!
Yaz aylarında ne kadar çapkınlaşsan da kışın hep benimsin ne de olsa...
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder