Bundan sonra ilk önce kendimi düşüneceğim.
Yaptığım hataları tekrarlamayacağım.
Bencil olacağım, tekil olmaktan gurur duyacağım.
Kurduğum cümleler teker teker alay ediyorlar sanki. Başıma gelemez dediğim her olay iç çamaşırını indirip kahkahayı basıyorlar yüzüme. Hiç istemediğim durumların baş karakteri olma işini biraz abarttım bu aralar. Ne tam konuşabiliyor, ne susabiliyor, ne de düşünebiliyorum.
Hayal ediyorum; hiç tanımadığım bir ezgide ilk defa duyduğum sözleri anlamaya çalışıyorum. Gözlerim bağlı, ufak adımlarla bir öne, çoğunlukta arkaya doğru ilerliyorum. O kadar karanlık ki her yer rahatlamak için deniz kenarında olduğumu düşünüyorum. Çünkü karanlıktan olduğum olası deli gibi korkuyorum. Hayalimde güneş yeni doğuyor, birden inanılmaz bir rahatlama ve huzurla doluyorum. Denizin mis kokusu toprakla buluşuyor ve dünyanın en güzel kokusunu içime çektikçe çekiyorum. Son dileğimi söyler gibi, son kez sever gibi tapıyorum.
Sürekli işlerken zaman; ayrıntılarda kaybolmak niye? " Öyle olursa, ne olur.", " Ya gerçekten sandığım gibi değil ise", " Şimdi ne yapmam gerekiyor? ", " Şunu söylersem yanlış anlaşılır mıyım." Değer görmek isterken, değer vermek nereden çıktı Allah aşkına? Aptal yürek, aptal beyin, aptal sen! Hayatının çoğunda yanlış anlaşılmış biri olarak hatta çoğu zaman hiç anlaşılmamış olarak ne yapmam gerektiğini bulamamak, bulsam da duygularıma karşı koyamamak ne kadar da acınası. Bir yandan da hala bir şeyler hissediyor olmama seviniyor oluşum, ruh hastası, melankolik yönümü gözler önüne seriyor. Kendi iç çatışmalarım, artık bu kadar da olmaz dediğim her olayda, bir daha ağzımı açmamaya yemin ediyorum.
Duygularımla hareket etmek isterken karşınızdakinin mantığıyla savaştığınız oldu mu hiç. Onun sizi çok iyi tanıdığını sanıp; hiç tanımadığını öğrendiğinizde, küçük çaplı panik atak, mideye saplanan bir bıçak sancısı elbet siz de geçirmişsinizdir. Kendi enerjiniz bitmişken, bitap düşmüş birine yardım etmeye çalışıp düştüğünüz de olmuştur veya olacaktır. Tabi ki siz de benim gibi boktan durumların nicesiyle karşılaşmış, oha artık bu da mı başıma geldi dediğiniz nice olayın baş kahramanı olarak unutulmaz sahnelerin içinde bulunmuşsunuzdur. Emin olmak, karar vererek başlamak, vapura biner binmez can yeleğini giymeye, uçakta paraşütün ipini çekmeye hazır oturmak gibi değil midir zaten? Neler olacak heyecanını tatmak varken; hele ki ölümün karşısında beklemek, aptalca değil midir?
(Not: bu gece o gece)
Duygularımla hareket etmek isterken karşınızdakinin mantığıyla savaştığınız oldu mu hiç. Onun sizi çok iyi tanıdığını sanıp; hiç tanımadığını öğrendiğinizde, küçük çaplı panik atak, mideye saplanan bir bıçak sancısı elbet siz de geçirmişsinizdir. Kendi enerjiniz bitmişken, bitap düşmüş birine yardım etmeye çalışıp düştüğünüz de olmuştur veya olacaktır. Tabi ki siz de benim gibi boktan durumların nicesiyle karşılaşmış, oha artık bu da mı başıma geldi dediğiniz nice olayın baş kahramanı olarak unutulmaz sahnelerin içinde bulunmuşsunuzdur. Emin olmak, karar vererek başlamak, vapura biner binmez can yeleğini giymeye, uçakta paraşütün ipini çekmeye hazır oturmak gibi değil midir zaten? Neler olacak heyecanını tatmak varken; hele ki ölümün karşısında beklemek, aptalca değil midir?
(Not: bu gece o gece)
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder