Poyraz ve nişanlısı butiğe girdiğinde, Ayten onları uzun süre fark etmedi. Dükkanın içinde heyecanla dolanan çift yaklaşan düğünleri için gelinlik modellerine, kendilerini çoktan kaptırmışlardı. Poyraz, çoğu dantel ve küpür işlemeli gelinlikleri gördüğünde gözlerine inanamadı. Açıkçası butiğe girerken böyle zarif tasarımlarla karşılaşabileceğini hiç düşünmüyordu. Gelinliklerin hepsi aynı dili konuşur gibi, sadelikten gelen masumiyeti yansıtıyordu. Özge, hızlıca içlerinden birini seçti. Denemek için sabırsızlanıyordu. O sırada, butiğin sahibinin ortalıkta görünmediğini fark ettiler. İkisi de aynı anda; "Kimse yok mu ? " diye seslendi. Butiğin sahibi arkasını döndüğünde, Poyraz'ın dizleri titredi. Gözlerine inanamıyordu, karşısındaki Ayten idi. Beyaz teni, kumral saçları ve incecik fiziğiyle güzelliğinden hiç bir şey kaybetmemişti. Kocaman yeşil gözleri onu görünce daha da açılmıştı. Ayten'in boğazının düğümlendiğini fark etti ama o da konuşacak gücü kendinde bulamıyordu. Özge, sessizliği '' Tasarımlarınız muhteşem, sanırım Paris'te okudunuz. Buralarda böyle şık ve modern gelinlikler gerçekten çok az yapılıyor '' demesiyle bozdu.
Ayten bir an, bayılacağını düşündü ama kendini toparlamalıydı. nazikçe teşekkürlerini iletti ve genç kadının bedenine uygun modeli getirdi. Özge gelinliği denemek için kabine girdiğinde Poyraz ile yalnız kalacaklardı ve buna hiç de hazır değildi. Ayten, bir kez aşık olmuştu ve lisede tanıştığı yakışıklı delikanlı tam da karşısında duruyordu. Poyraz seçkin bir aileden geliyordu ve Lise-2'de babasının yeni kurduğu iş nedeniyle İzmir'e taşınmışlardı. Ayten, Poyraz'ın sınıfın kapısından ilk girdiği anı hatırladı. Sınıftaki herkesten uzundu ve diğer uzun boylu gençler gibi asla kambur yürümüyordu. Kahverengi kaşları, yeşil gözlerine öyle çok yakışmıştı ki gözlerine bakmaya cesaret edemiyordu. Gülümsediği anlarda dünyanın en yaramaz çocuğu, gülümsemediği anlarda ise birden en karizmatik delikanlı oluveriyordu. Ayten, Poyraz'ı ilk gördüğü anda sevdi ve yıllarca unutamadı. Hatta hiç unutamadı...
Poyraz, Ayten'in varlığını tam 1 ay sonra fark etti. Ayten, en ön sırada oturuyordu çünkü gözleri bozuk olduğu için tahtayı görmekte zorlanıyordu. Poyraz ise en arkada, sarışın 2 kızın önüne oturmayı tercih etmişti. Flört etmek onun en başarılı olduğu işlerden biriydi. İlk haftada okulun yarısını kendine aşık etmeyi başarmıştı. Zaten diğer kalan yarısı da erkekti. Poyraz, özel okuldan gelmişti. Bir çok yeni şeye alışmakta sıkıntı çektiği gibi sınıfın kalabalıklığı da onu bunaltıyordu. Ödev teslimi için sıra beklerken, ince ve narin hatlara sahip bir kızın arkasında beklediğini fark etti. Her zamanki gibi çok çabuk sıkılmıştı ve önündeki kızın kolundan nazikçe tutarak, biraz acelesi olduğunu ve öne geçip geçemeyeceğini rica etti. Ayten, arkasını döndü ve heyecanlı gözlerle Poyraz'a baktı. Poyraz şaşırmıştı kızın bakışları onu bir anda derinden etkilemişti. Ayten, kendini toparlamalıydı soğuk bir şekilde benim de acelem var deyip Poyraz'ı tersledi ve önüne döndü. Poyraz, içinden '' Pis inek '' diye geçirdi. Terslenmek alışık olduğu bir durum değildi. Bir kızın, onu önemsememesi, içten içe hoşuna gitmişti.
Poyraz yakışıklı ve popülerdi. Her zaman istediğini elde eden Behlül kılıklının biriydi. Ayten, onunla ilgilenmiyordu, hatta ona hiç bakmıyordu. Poyraz, Ayten'in ona aşık olduğu için ondan kaçtığını bilse belki de Ayten'den hiç etkilenmeyecekti. Ama bu pek de mümkün değildi çünkü Ayten sınıftaki çoğu kızdan güzeldi. Diğer kızlar gibi gözlerine kalem çekmesine veya renklendirici ruj kullanmasına gerek yoktu. Ayten'in duru güzelliği ve beyaz tenine düşen kirpiklerinin gölgesi adeta onu yüceltiyordu.
Poyraz yakışıklı ve popülerdi. Her zaman istediğini elde eden Behlül kılıklının biriydi. Ayten, onunla ilgilenmiyordu, hatta ona hiç bakmıyordu. Poyraz, Ayten'in ona aşık olduğu için ondan kaçtığını bilse belki de Ayten'den hiç etkilenmeyecekti. Ama bu pek de mümkün değildi çünkü Ayten sınıftaki çoğu kızdan güzeldi. Diğer kızlar gibi gözlerine kalem çekmesine veya renklendirici ruj kullanmasına gerek yoktu. Ayten'in duru güzelliği ve beyaz tenine düşen kirpiklerinin gölgesi adeta onu yüceltiyordu.
İkisi de zamanla, birbirlerine daha çok aşık oldular. Poyraz, Ayten'in kendisinden 3 yıl boyunca nefret ettiğini düşündü. Ayten de, Poyraz'ın başkalarıyla ilgilenmesi yüzünden aşkından ölüp gideceğini ve bundan kimsenin haberi dahi olmayacağını düşünüp durdu. Ayten, okuldaki tüm kızlara düşmandı, kimseyle Poyraz'ı paylaşmak istemiyordu. Bilmediği tek şey vardı, Poyraz da okulda ki tüm erkeklere düşmandı. Ayten'i başkasının kollarında düşünmek onu kahrediyordu. Artık onunla konuşmalıydı, okulun bitmesine bir sene kalmıştı belki onu bir daha göremeyecekti.
Sınıfın yakışıklı öğrencilerinden Murat, bir sabah elinde kırmızı güller ile sınıfa girdi ve Ayten'in sırasına bıraktı. Ayten'e kız arkadaşım olur musun diye soracaktı. Poyraz deliye döndü çiçekleri aldığı gibi çöpe attı. Murat çıldırmıştı aniden Poyraz'ın üstüne atladı. Yumruklar havada uçuşuyordu, ikisini ayırmak neredeyse imkansızdı. Ayten kapıdan girdi. Poyraz kavga ediyordu, onun canının yanmasına asla dayanamazdı. Poyraz'a bir şey olursa, o da ölürdü yaşayamazdı. Birden çığlık attı. İkisine de durmasını söyledi. Murat çok şaşırmıştı. Poyraz bir gözü morarmış, dudaklarından kanlar akarken Ayten'e koşup sarıldı ve onu öpücüklere boğdu. Gözlerine inanamıyordu. Ayten de ona aşıktı, hayalleri gerçek oluyordu. Onun gösteremediği cesareti; küçücük bedenine sığdıramadığı, kocaman kalbi ile Ayten göstermişti. O an hiç ayrılmamaya yemin ettiler.
Sınıfın yakışıklı öğrencilerinden Murat, bir sabah elinde kırmızı güller ile sınıfa girdi ve Ayten'in sırasına bıraktı. Ayten'e kız arkadaşım olur musun diye soracaktı. Poyraz deliye döndü çiçekleri aldığı gibi çöpe attı. Murat çıldırmıştı aniden Poyraz'ın üstüne atladı. Yumruklar havada uçuşuyordu, ikisini ayırmak neredeyse imkansızdı. Ayten kapıdan girdi. Poyraz kavga ediyordu, onun canının yanmasına asla dayanamazdı. Poyraz'a bir şey olursa, o da ölürdü yaşayamazdı. Birden çığlık attı. İkisine de durmasını söyledi. Murat çok şaşırmıştı. Poyraz bir gözü morarmış, dudaklarından kanlar akarken Ayten'e koşup sarıldı ve onu öpücüklere boğdu. Gözlerine inanamıyordu. Ayten de ona aşıktı, hayalleri gerçek oluyordu. Onun gösteremediği cesareti; küçücük bedenine sığdıramadığı, kocaman kalbi ile Ayten göstermişti. O an hiç ayrılmamaya yemin ettiler.
Poyraz ve ailesi 1 sene sonra tekrar İstanbul'a taşındılar. Babası işlerini burada yürütememişti ve bildiği yere geri dönmek zorundaydı. Poyraz, Ayten'e söz verdi. Üniversiteyi İzmir'de tercih edecekti ve kısa bir süre sonra, birbirlerine tekrar kavuşacaklardı. bu bir veda değildi, asla olamazdı... Poyraz, Ayten'den ayrılırken ona defalarca sarıldı, kokusunu en derinlerine kadar hissetti. İkisi de bu ayrılık karşısında göz yaşlarına hakim olamadılar! 6 ay sonra Poyraz eğitimi için İstanbul'dan İzmir'e dönmesinin saçma olduğunu Ayten'in İstanbul'a gelmesini teklif etti. Ayten, İstanbul'a gidemezdi. annesin tek başına eğitim masraflarının altından kalkması çok zordu. Babası yıllardır maddi yardımda bulunmuyordu, zaten kendine çoktan yeni bir hayat kurmuştu. 4 sene daha ayrı kalmaları gerekiyordu ve Ayten'in her geçen gün tekrar kavuşacaklarına dair umutları bir bir sönüyordu.Poyraz liseyi bitirip tıp fakültesini kazandı. Fakültede, İzmirli zengin bir ailenin kızına aşık oldu ve okul bittikten sonra evlenip İzmir'de yaşamaya karar verdiler...
Özge yardım istemek için Ayten'e seslendi. Ayten, gelinliğin sırt dekolte iplerini bağlarken bir yandan göz yaşlarını gizlemeye çalışıyordu. Kabinden çıktıktan sonra Poyraz ona yalvaran gözlerle baktı. İlk cümlesi " Buranın sana ait olduğunu bilmiyordum. Özür dilerim, seni daha da fazla incitmek istemezdim. Lütfen beni anla, yokluğuna alışmak zorundaydım. En güzel dönemlerimi uzaktaki bir kızı bekleyerek geçiremezdim. Seni sevmiştim, gerçekten özür dilerim." Ayten, susmasını ve oradan hemen ayrılmalarını rica etti, konuşacak gücü kendinde bulamıyordu.
Özge gelinliği denedi ama gelinlik üstüne hiç yakışmadı. Çünkü bütün modeller Ayten'in hayalleri ile işlenmişti. Ayten'in umutları bir başkasının bedenine büyük geleceğinden, yakışması imkansızdı.
Poyraz ve zengin nişanlısı butikten ayrıldıktan sonra, Ayten tekrar koltuğuna geri döndü ve saatlerce boşluğa bakmaya devam etti. Beklentileri onu bitirmişti. SERT RÜZGAR arkasında hiç bir şey bırakmamıştı. Geçmişten geriye ne hayalleri kalmıştı ne de poyrazlı bir aşk...
Ayten; o günden sonra, sonu beklemekten vazgeçti. Son anısıyla bir kibrit yaktı ve geleceğini ateşe verdi...( NOT:Bu aralar, Türk filmi modunda, SİTEMKARIM )
Ayten; o günden sonra, sonu beklemekten vazgeçti. Son anısıyla bir kibrit yaktı ve geleceğini ateşe verdi...( NOT:Bu aralar, Türk filmi modunda, SİTEMKARIM )
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder